25.11.10

OKURUN HAK ETTİĞİ ÇOK ŞEY OLDUĞUNA İNANIRIM BEN...

 Bir şeylerden feragat edip, korsan kitaplara, emek hırsızlığına itibar etmeden orijinal kitap alıp okuyan okurların, hak ettiği çok şey var, en önemlisi tabii ki okuduğu kitapta 'hırsızlığı yapılabilecek' bir emek görmek!
 Siz de onlardan biri misiniz? Elbette öylesiniz... Peki ne hak ediyorsunuz? 
  Bir kere aldığınız kitapta imla hatası olmamasını hak ediyorsunuz. Çünkü bu, 'işi' edebiyat olan tüm ekip için kabul edilemez bir ayıp. Sonra 'Yazar'ın, deyimleri ve atasözlerini, lokal deyişleri, doğru anlamları ile, hatasız kullandığı, uydurma ve anlamsız bileşik fiillerin kullanılmadığı kitapları okumayı hak ediyorsunuz. 'Yazar', o kitapta size bir konuda bilgi vermek için sayfalarca kelime tüketmişse, bu bilgilerin güzelce araştırılmış olmasını, bahsedilen konunun, hiç veya tam araştırılmamış, sadece 'yazar'ın kafasındaki karşılığı olmamasını hak ediyorsunuz. Siz 'orijinal' kitap için avuç dolusu para harcarken, 'yazar'ın da kitap kadar 'orijinal' olmasını, kitabın, tam manası ile bir başka eserin hafifçe oynanmış hali olmamasını, 'yazar'ın bir başka yazarı külliyen taklitle bir yerlere gelme çabasının bir simgesi olmayan kitapları okumayı hak ediyorsunuz. Herhangi bir ortamda, bir yazara kitabı ile ilgili yapmış olduğunuz/ yapacağınız, olumsuz yorumlarınızın da övgüleriniz kadar kibarca ve ilgiyle karşılanmasını, ihtiyaç varsa gerekenin yapılmasını hak ediyorsunuz. Bunu aynı şekilde bir yayınevinden görmeyi de hak ediyorsunuz. Arka kapakta yazılanların, kitabın gerçek muhteviyatıyla örtüşmesini böylece kitabın konusu itibarı ile sizin gerçekten beğenebileceğiniz bir eser olup olmadığını, okuyup bitirdikten yani iş işten geçtikten sonra değil, henüz kitapçıdan çıkmadan anlayabilmeyi hak ediyorsunuz. Sanki aynı gün içinde yazılıp basılmış izlenimi vermeyen, içinde 'mantık hatası' bulunmayan kitapları hak ediyorsunuz. 
 O elinizdeki başka bir dilden çeviri mi yoksa? O zaman siz de emek verilerek, bir profesyonelce ve mümkün olduğu kadar iki dil birbirine yaklaştırılarak çevirilmiş bir kitabı hak ediyorsunuz... Ediyorsunuz, ediyorsunuz...
 Peki ne alıyorsunuz? Çoğu zaman bunların hiçbirini... 'Kötü' kitapları, 'kötü' yazarları, eleştirmediğimiz, 'Aman canım neyse!' deyip rafa kaldırdığımız sürece hiç birini de alamayacağız. Hepsini hak ettiğimiz halde...

Hiç yorum yok: