Ne söyleyeyim ki? Açıklamama gerek var mı? Bildiğimiz deyimler işte, ama hatalı... 'Aaa? Olur mu öyle şey?' demeyin hanımlar beyler, oluyor. Hem de ne yazarlarda oluyor bir bilseniz! -Gerçi belki de biliyorsunuz- Nasıl mı oluyor?
Şöyle... Misal, gözleri kanlanmış biri için 'gözünü kan bürümüş' demeyiz, 'gözleri kan çanağı gibi' deriz değil mi? Ama, işte... Büyük ihtimalle çoğu okur, farkına bile varmıyor bunların, varsa bile umursamıyor. Ben umursuyorum. Rahatsızım. Artık yazarın kabahati mi dersiniz, editörün mü, kimin... bilemem, karışmam... Ama bu kadarına da pes diyorum... Bu kabul edilebilir bir şey mi? Bu nasıl olur? Bu kitap üç saat içinde, koştura koştura mı yazılmış?
Durumu müsait olmayan yazarlar için deyimler sözlüğü dağıtım kampanyası yapalım diyeceğim ama ne fayda? Kapağını açma zahmetine girmeyeceklerine göre... Okuyalım bu kitapları, koyalım rafa... Tek yapabileceğimiz, iyi eserleri okuyacağımız zamandan çalınana yanmak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder