30.10.10

ROMANDA NEFRET ETTİĞİM ŞEYLER:4: YAZARIN ANLATICI OLARAK TARAFSIZLIĞINI, OBJEKTİFLİĞİNİ VE SESSİZLİĞİNİ KORUYAMAMASI

  Yazar, hikaye kahramanın ağzından anlatılmıyorsa, kitabın dış sesidir. Dış ses görüntüler, kişiler, olaylar... vs hakkında yorum yapmaz, sadece onları anlatır ve karakterde bıraktığı etkiyi, uyandırdığı hissi anlatır. Bu kural bozulursa, 'dış ses' bir anda yazarın kendisi oluverir. Ve macera başlar...:)
  
   İlk yazılarımın birinde de bahsettiğim, öz geçmişi kıskanılası bir bayan yazarın kitabını okurken anladım... Bu yazar hanımefendi, dış ses olarak boynuna tasma şeklinde kolye takanları, dövmelileri, eşcinselleri, cüceleri ve devleri (genetik rahatsızlıkları olan dev ve cüceler, fantastik değiller), saçları 'çılgın' renklere boyalı olanları...vs 'marjinal' olarak nitelendiriyordu. Düşündüm... Yirmibeş yaşında bir hanım yazar da aynı kişileri aynı şekilde mi etiketlerdi acaba? Muhtemelen yapmazdı. Kimin neyi nasıl yargıladığı ve gördüğü bir başka yazımın konusu olacaktı ama, başlamış bulundum bir kere...
   Benim rahatsız olduğum nokta, karakterlerin etiketlenmesi değil. Bunu 'dış ses'in kendi yorumunu yaparak ve hatta kimi zaman gereksiz yere argo kullanarak yapması. Karakterlerin imaj veya durum karşısında ne hissettiği, ne düşündüğü zaten romanın neredeyse tamamını oluşturan şey bu tarz anlatımda. Ama '... adamın suratı sı..lmış barbunyaya benziyordu'...? '... ne de olsa marjinal değiller miydi?'...? Dış ses, kendi gerçek kimliğine bürünüp, 'anlatıcı'nın değil kendi ağzından konuşmaya başladığında, seyir biraz değişiyor, karakterin değil, yazarın anlatılan şey veya kimse/ler hakkındaki görüşlerini okumaya başlıyoruz. Kendi adıma oldukça sıkıcı ve yanlış bulduğum bir tutum bu, zira sanatçının, eseri ister bir kitap, ister bir heykel, ister bir şarkı olsun, her konuda ve herkes hakkında tarafsız olması gerekir diye düşünüyorum. Ah! Karakter! Karakter istediğini yapmakta özgür, istediğini istediği şekilde görüp yorumlamakta özgür, sonuna kadar. Ama 'dış ses' de bir karaktere dönüşünce... Ben pek çok yerli romanda bundan ziyadesiyle rahatsız oldum. Kendimizi kendimiz olmaktan, 200 sayfalığına alıkoyamıyor muyuz nedir?

Hiç yorum yok: