18.10.10

WILLIAM BECKFORD - VATHEK

'...Beckford'un Yeraltı Ateşi sarayının, yazın sanatının ilk korkunç cehennemi olduğunu iddia ediyorum...'      Jorge Luis Borges

  Vathek, 'Abbasi soyunun dokuzuncu halifesi, Mutasım'ın oğlu ve Harun Reşid'in torunu'. Cennete gitmek için bu dünyada cehennemi yaşamanın gerekliliğine inanmayan, hırslı, kibirli, öfkesi çok ağır sonuçlar (!) doğuran, sefahate ve görkeme düşkün, din konusunda açık fikirli her şeye rağmen halkı tarafından sevilen bir hükümdar. Yıldızlardan haberler alabilmek için yaptırdığı on bir bin basamaklı kulesinin tepesinde 'aldığını sandığı' bir müjde üzerine, bilinmeyen bir ülkeden gelecek kahramanı beklemeye koyulur. Beklediği yabancı gelir de! Çok korkunç görünen bu yabancı, Vathek'e olağanüstü nesneler sunar.Bunlardan biri de üzerinde Vathek'in çözemediği yazılar yazan kılıçlardır. Yabancının kim olduğunu söylememesine sinirlenen Vathek onu zindana attırır ve kılıçların üzerindeki yazıları çözebilecek bir alim bulmaya girişir. Bulur da... Ama yazılar her gün değişmektedir. İşin kötüsü gizemli yabancı zindandan kaçmıştır. Vathek'in ona olan merakı öyle artar ki...
  Dinmeyen merakı ve her şeyi bilme isteği, Vathek'in karanlık ve acı sonunu hazırlayacaktır...
  Kubin'in Diğer Taraf'ı gibi, Vathek için de ne söylesem az bulacağımı ve kendime kızıp pişman olacağımı biliyorum. Borges tarafından dile getirilen '... İskoçya lehçesinde çevrilmesi pek mümkün olmayan, doğaüstü dehşeti tanımlayan bir sözcük vardır: Uncanny. Bu sözcük Vathek'in bazı kısımları için geçerlidir; anımsadığım kadarıyla da Vathek'ten önce yazılmış hiçbir eser için aynı şey söylenemez.' sözlerinin, Vathek'i kendim için neden bu kadar özel bulduğumu, yazar olarak da okur olarak da beni nasıl tahmin edebileceğimden kat be kat fazla etkilediğini ve tam manasıyla 'sarstığını' açıkladığını sanıyorum. Ve -evet tabii ki- TAVSİYE EDİYORUM... (Dost Kitabevi, Babil Kitaplığı)

Hiç yorum yok: