18.10.10

METROPOLIS: EFSANEVİ BİR BİLİMKURGU!

Fritz Lang'ın efsanevi filmi Metropolis'i seyretmeyen, bilim kurgu adına çok ama çok şey kaçırmış demektir!
    Metropolis, 'gelecekte' zengin ve güçlü Joh Fredersen tarafından inşa edilmiş-ve yine onun tarafından yönetilmekte olan-, iki sınıfa ayrılmış, buram buram art deco ve modernizm kokan distopik bir şehir. Zengin sınıf gökdelenler, güzel bahçeler, tiyatrolar...vs ile bezenmiş 'yeryüzünde' yaşarken, işçiler 'yerin altında' çalışmakta ve yaşamakta... Fredersen'in oğlu, bir gün alt dünyadan güzel Maria'yı farkeder ve peşine düşer. Onun dünyasını, 'Heart Machine'i, onun tarafından öldürülen işçileri...vs gördüğünde... Yukarıdayken nasıl hiçbirşeyden haberi olmadığını ve babasının aslında nasıl biri olduğunu öğrendiğinde... Tabi oğlu Maria'nın peşindeyken, gaddar Joh da boş durmuyor...Eh bir de Fredersen'in sevgilisini elinden çaldığı bilimadamımız Rotwang var. Filmin afişlerinde gördüğümüz bu bayan robot ise, daha sonra tüm şehri birbirine katacak olan ve Fredersen'in Rotwang'ın elinden aldığı Hel'in... Nüshası!  Çok mu karıştı? Eee... İzlemeniz gerek dedim ya!
  Metropolis, özel efektleriyle, setiyle ve tabi konusuyla gerçekten görülmeden şu dünyadan göçülmemesi gereken filmlerden biri kuşkusuz. Sahneler öyle ürkütücü, efektler öyle iyi ki, bir makinenin bile -testere veya ağaç kıyıcısı gibi bir makine değil, sadece makine- ne kadar rahatsız edici olabileceğini anlıyorsunuz. Bir çok kez restore edilen film -ki bildiğim kadarıyla hala eksik kısımları var, ufak bir atlama oluyor ama geri kalanını anlamanıza engel olacak kadar bir şey kaçırmıyorsunuz- 2001'de 'Memory of the World Register' kapsamına da alındı. Karanlık, ürkütücü ve şaşırtıcı... Benden bilimkurgu severlere tavsiye...

Hiç yorum yok: