19.10.10

YERLİ EDEBİYATA TAKMIŞ DEĞİLİM! AMA...

 Yazdığım hemen her eleştirinin odağında, yerli yazarlarımızın olduğunun da bunun nasıl göründüğünün de farkındayım. Ama kendimce geçerli sebeplerim var ve onların hiçbiri yabancı yazarları kusursuz bulduğumla alakalı değil...
 
  Çeviri kitapların hemen hepsinde zaten hata var. -Belki de hep bana denk geliyor- İyi İngilizce biliyorsanız, İngilizceden çevrilmiş bir kitapta, çevirmenin, bazı şeyleri yanlış çevirmiş -ya da yanlış demeyelim de, eksik diyelim- olduğunu anlayabiliyorsunuz, deyimler gibi, argo gibi... Anlatım tarzı hakkında da çok fazla fikir yürütemiyorsunuz çünkü çevirmenin becerisi ve bilgisi, bakış açısı herşeyi etkileyebiliyor. Hiç Virginia Woolf'u İngilizce okumayı denediniz mi? Kulağa zor gibi gelse de, okurken Türkçe çevirisinde olduğu kadar karmaşık gelmiyor inanın. Veya yazar bir harfle ilgili ufak bir numara yapıyor aynı harfle başlayan başka bir şey veya bir yanlış anlaşılma sahnesi düşünün iki kelime ikisi de aynı bitiyor ama tek fark baş harf... O kelimeler bizde, Türkçe'de aynı espriyi karşılamayacağından, biz bu kısmı zaten eksik okumak 'zorundayız' burada çevirmenin yapabileceği bir şey yok. Bu tabii ki, dillerin farklı kullanım özelliklerinden de kaynaklanıyor, bu kesinlikle  çevirmenin hatası değil, çaresizliği aslında. Yapabileceği fazla bir şey yok, bir şekilde çevirmesi gerek... Bu yüzden bir kitabı anadilinde okumadan, o kitaba şurası şöyle burası böyle demenin -şahsi görüşüm- yanlış olduğunu düşünüyorum. Yazdım, rahatladım.

2 yorum:

mehmet bizansbeyi dedi ki...

Çevirmenlik zor bir zanaat. Mesela Sevin Okyay'ın 1 kelimeyi çevirmek için saatlerce düşündüğünü, kitaplar karıştırdığını, eşine dostuna sorduğunu biliyorum. Yani bir dili iyi bilmek yetmiyor bazen, iyi çevirmen olmak hepten zor. Yayınevlerinin zaman konusunda baskısı da söz konusu, ayrıca yayıncıların çevirmene maddi manevi saygı göstermediği de bilinen bir husus. Hem editörlük müessesesi de oturmadı yerine, halen küçük hesapların esnafı zihniyetiyle yönetilen yayınevleri var. Bütün bunların yanında bir dili iyi bildiğini düşünüp yalan yanlış çeviriler yapanlar da var. Çevirmen bazen çaresiz kalıyor evet, bazen de harikalar yaratabiliyor ama.

LATİFE... dedi ki...

Çevirmenlik gerçekten çok zor bir zanaat... Benim tek istediğim, neden sadece yerli yazarlar hakkında -nacizane- eleştiriler yazdığımı anlatabilmekti... Çevirmenin kabiliyeti, dile hakimliği, dil bilgisini güncel tutabiliyor olması, biz okurların kitabı değerlendirmesi hususunda çok önemli, ama sizin de bahsettiğiniz gibi bir takım eksiklikleri olan çevirmenlerin neden olduğu hatalara binaen de kitaba kötüdür veya 'Bu kitapta hata vardır' diyemeyiz. Bu duruma iyi çevirmen olduğu halde sebebiyet verenler de var. Çünkü bazen, evet çaresiz kalıyorlar. Eco'nun dediği gibi 'Çeviri hata sanatıdır'. İş ki, bu sanatın eseri bizi memnun etsin.